AÇILAN PENCERELER
Kainatta zaman mefhumu, maddenin harekete başlama emrini almasıyla birlikte varolagelmiş izâfî bir kavram... İnsan da bu zaman içerisinde sürüklenen, ahsen-i takvim ve en mükerrem mahluk...
Bir insanın mebde-i hayatıyla ahir-i ömrü arasındaki zaman, Sultân-ı Ezel ve Ebed'in tayin etmiş olduğu süre kadardır. Kimi hayata gözlerini açar açmaz daire-i ilme geri dönerken kimi ise bir asır yaşar. Önemli olan bu dünya misafirhanesinin sahibinin istediklerine uygun bir şekilde yaşayarak, içimize yerleştirilmiş olan istidatlarımızı layıkıyla nemalandırmaktır.
Ey şu dünya misafirhanesine teşrif buyuran insan!
Seni bekleyen çok önemli bir vazife var. O da seni yaratan Hâlık-ı Zü'l cemâl'in yüce kitabına ve sevgili Habibi (asm) efendimizin sünnet-i peygamberisine bihakkın tabi olmak ve kendini bu iki derya içerisine bırakarak hemhal olmaktır.
Tüm varlıkların herbirisi o ilahi kudrete açılan birer pencere mesâbesindedir. İman gözlüğünü takınmayıp o varlıkları, yaratıcısından gayrına veya kendi kendine olmuştur, diyerek yaratılmış olan maddeye ulûhiyet izâfe etme.
Herbir varlık Hâlık-ı Zü'l Cemâl'in varlık ve birliğine işaret eden ayetlerdir. Bu varlıklar üzerinde de Esmâ-i İlâhiyesini o varlığın kabiliyeti nisbetince, ifade etmektedir. Yani, bu varlıkların hepsi İlahi kudret tarafından yazılmış birer mektûbât-ı sübhâniye'dir. İnsanı hayretten hayrete sevkeden bu İlahi mektupları da ancak iman gözlüğünü takınmak suretiyle okuyabilirsin.
Haydi, iman gözlüğünü tak ve de hiçbir zaman çıkarma ki küfrün bataklığına düşmeyesin.
Sürekli birbiri ardı sıra gelen gece ve gündüz deveranında akıp gitmekte olan zaman içerisinde, bedenen tekâmül ettikçe manen de terakki edeceksin. Senin uhdene verilmiş olan şu beden denilen vücut makinende derc edilmiş olan kabiliyetlerini doğru yönde kullan. Yani, onun emirlerine muti ol... Onun sevgili habib-i ekremine de tabi ol ki şu dünya denilen misafirhanede rehbersiz kalmayasın.
Kendini o yüce insana (asm) rabt et ve onun gibi yaşayarak mükemmel bir insan halini almaya çalış. Şu müzeyyen alemi seyreden göz pencerene takındığın gözlük gibi akıl, kalp ve ruh pencerene peygamberi bir nazar içeren gözlüğü de tak ki yol aldığın istikamette sarsıntılarla karşılaşmayasın.
Zaman değişip asırlar başkalaştıkça insanlar arasında ilim ve fenden gelen şüphelerle meydana gelen inançsızlık düşünceleri, bu günümüzde bütün dehşetiyle boy göstermektedir. Bunlara karşın da Kur'an ve sünnetten tereşşuh eden iman ve Kur'an hakikatleri ile aklını ve kalbini tatmin edip göz pencerene bir üçüncü pencere olan, peygamber varislerinin eserleri olan iman ve Kur'an hakikatlerini kendine rehber ittihaz eyleyen gözlüğü de tak ki artık seni hiçbir şeytani kuvvet hak yolundan alıkoyamasın.
Böylelikle doğru istikamete, doğru rehberlerle huzur ve emniyet içerisinde ulaşabilesin.
Ahmet BOZKURT